Roadmap to a Zero-Carbon Future

/tr/newsroom/stories/roadmap-to-a-zero-carbon-future

Roadmap to a Zero-Carbon Future

03/02/2021

By Bud Darr, Executive Vice President, Maritime Policy and Government Affairs

Bud Darr, Denizcilik Politikası ve Kamu İlişkileri Başkan Yardımcısı

SDG 13 SDG 14 SDG 17

Bugün, şimdiye kadarki yaşadığımız en büyük zorluklardan bazılarıyla karşı karşıyayız. İklim değişikliği, zamanımızın önemli bir konusu haline geldi ve bunun da ötesinde, küresel bir pandeminin kısa ve uzun vadeli etkileriyle mücadele ediyoruz.
 

Genel olarak deniz taşımacılığı, halihazırda atmosferdeki insan yapımı CO2'nin % 2-3 üne katkıda bulunuyor. Küresel ticaretin büyümesi  ,taşıma hacimlerinin  artması  ekonomiye fayda sağlasa da  gezegen üzerinde bunun  bir etkisi olacak

Yakın zamanda yapılan bir IMO araştırması, deniz taşımacılığı kaynaklı karbon emisyonlarının artmaya devam ettiğini gösteriyor. Deniz taşımacılığı, 2012 ve 2018 yılları arasında verimliliğini yaklaşık% 11 artırmış olsa da, sektör IMO hedeflerini karşılamak için uygun çözümler bulamazsa sonunda deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının 2050’ye kadar, 2018'e kıyasla  % 50 veya daha fazla artması bekleniyor.
 

IMO’nın belirttiği hedefler: 1) Denizcilik sektörünün sera gazı emisyonlarını 2050'ye kadar en az% 50 azaltmak, 2) emisyonların karbon yoğunluğunu 2008 seviyelerine kıyasla 2030'a kadar% 40 ve 2050'ye kadar% 70 azaltmak. Bu hedeflere ulaşmanın yaklaşık 1.65 trilyon dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Özellikle bu geçiş döneminde, denizcilik sektörünü tamamen karbondan arındırmak için ortaklıklar son derece önemlidir. Hiç kimse bu hedefe tek başına ulaşamaz.
 

Ölçeklenebilir çözüm eksikliği

Paris Anlaşması'nda belirtilen hedeflere ulaşmak için, tüm sektörlerde ciddi emisyon azaltımları gerçekleştirilmelidir. Deniz taşımacılığı, yük taşımacılığının en az sera gazı üreten şekli olarak kabul edilirken, aynı zamanda karbondan arındırılması en zor sektörlerden biridir. Bunun nedeni, sektörün geçiş yapması için ölçeklenebilir çözümlerin olmamasıdır. Basitçe söylemek gerekirse, hepsine uyan veya daha uzun vadeli bir çözüm olarak kabul edilebilecek tek bir çözüm yoktur. Pek çok önemli fikir ve istek olmasına ragmen bugün satın almamız ve gemilerimize uygulamamız için elimizde gerçek çözümler yok.

İkinci en büyük zorluk, çok uzun ömürlü varlıkların geleceğini tahmin edebilmektir. On yıllarca yaşayacak pahalı sermaye kararları almalıyız. Hükümetler ve akademik çevreler dahil tüm ortaklar işbirliği yapmaya istekli olmadıkça ve bu çözümleri piyasaya sunmayı taahhüt etmedikçe, hedefler gerçeğe dönüştürülemez.

MSC'de, enerji verimliliğini ve operasyonel verimliliği iyileştirmeye büyük yatırım yapıyoruz.

2019'da tanıtılan MSC Gülsun Sınıfı gemiler, enerji verimliliği önlemlerinin yeni gemilere nasıl entegre edileceğine dair harika bir örnek. Bunun yanısıra kapsamlı bir yenileme programı aracılığıyla mevcut filomuzda önemli enerji verimliliği iyileştirmeleri yaptık.

Emisyonları azaltmaya yönelik bu önemli çabaları tamamlamak için hidrojen, amonyak, yakıt hücreleri, silikon, piller ve biyo-metan gibi çeşitli alternatifleri araştırıyoruz.

Alternatif Yakıtlar ve Teknolojiler

Emisyonları büyük ölçekte ve  önemli ölçüde azaltmak için ticari olarak tek seçenek enerji verimliliğini, LNG'yi veya biyoyakıtları iyileştirmektir.

Bunların hiçbiri tek başına uzun vadeli ve tam bir çözüm sağlamayacaktır. Biyoyakıtlar çok düşük kükürt seviyelerine ve düşük net CO2 emisyonlarına sahiptir. Hacim,doğru kullanım, sürdürülebilir kaynak sağlama ve dağıtım gibi çözülmesi gereken zorlukları vardır. Biyoyakıtların denizcilik endüstrisinde ölçeklendirilmesi için önce hem lojistik hem de teknik sorunlar çözülmelidir.

MSC, bir süredir sorumluluk bilinciyle tedarik edilen biyoyakıtlara öncülük ediyor. Deneme aşaması tamamlandı ve artık Rotterdam'da% 30'a kadar biyoyakıt içeren karışımlar rutin olarak kullanılıyor. Büyük hacimlerde biyoyakıt karışımları kullanmak, karbon ayak izimizi azaltmamıza yardımcı olur ve aynı zamanda diğer yerel kirleticiler üzerinde de olumlu etkisi olur.

Deniz taşımacılığını karbonsuzlaştırmak için uzun vadeli seçeneklere baktığımızda, ortaya çıkan ve potansiyel olarak  uygun bir seçenek olabileceklerden biri hidrojendir. Burada da depolama ve güvenli kullanımla ilgili aşılması  gereken önemli zorluklar vardır, ancak bunu kademeli olarak geliştirmek için yeşil teknikler kullanarak sera gazını nötr bir şekilde üretmek mümkün olabilir. Temiz hidrojen kullanmanın faydaları çok büyüktür. aslında su buharı ve sıcak hava tek emisyondur.

MSC olarak bir süredir temiz hidrojen gelişmelerini takip ediyor ve temiz hidrojenin geliştirilmesini hızlandırmada bu endüstri ile aktif bir şekilde ilgileniyoruz.

Bir Yol haritası var mı?

Bir Yol haritası var mı?

Bu endüstrinin karbonsuzlaşacağına inanıyorum. Yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılabileceğini düşünüyor muyum? Evet. 2050'ye kadar  %50  oranında azalacağını düşünüyor muyum? Evet. Oraya nasıl ulaşacağımızı biliyor muyum? Henüz Hayır.

İşte tam da bu noktada Yenilik, teknoloji ve yatırım devreye girer

Uzun vadede  denizcilik endüstrisini karbondan arındırmak ,pazara alternatif  yakıtlar ve  teknolojiler  getirmek için Ar-ge çalışmalarına  daha fazla enerji ve sermaye katkısı yapılmalıdır Hepimiz birlikte çalışmalıyız ve sonunda karbonsuzlaştırma ile ulaşmamız gereken yere  varmamız gerekiyor .

MSC’nin sürdürülebilirlik yaklaşımı hakkında daha fazla bilgi için sustainability report  veya msc.com/sustainability adresini ziyaret edin.

Sources:

1) 4th IMO Greenhouse Gas Study, 2020, available at https://webaccounts.imo.org/Common/weblogin.aspx?ReturnUrl=%2fPublic%2fDefault.aspx&error_message=interaction_required
2) http://www.imo.org/en/OurWork/Environment/PollutionPrevention/AirPollution/Pages/GHG-Emissions.aspx
3) https://u-mas.co.uk/Latest/Post/419/New-study-by-UMAS-shows-that-decarbonisation-of-the-shipping-sector-is-a-whole-system-challenge-and-not-something-just-for-shipping